top of page

EĞİTİM GÜNLÜKLERİ HAFTA: 3

  • Dmt Krhn
  • 14 Nis 2021
  • 2 dakikada okunur

Merhaba, önceki yazım olan "EĞİTİM GÜNLÜKLERİ HAFTA: 2"nin devamı ile karşınızdayım. Eğitimden aldığım notları sizinle paylaşacağım. Hazırsanız, başlayalım. :)



-Hasta terapiye geldiğinde aklına ilk gelen şeyler ile başlayarak bir şeyler anlatmaya başlar. Terapistin bu durumda soru sormaması önem arz etmektedir. Eğer terapist hastanın kendinin başlamasını beklemezse hastanın hakim duygusu ortaya çıkmaz ve anlatacağı durumlar serbest çağrışıma uygun olarak değil tamamen cevap verme isteğiyle ortaya çıkacaktır.


-Hastanın hakim duygusunun ne olduğunun anlaşılması çok önemlidir. Bu hakim duygunun ne olduğunun anlaşılması için anlattıklarını ve bu anlattıklarına dair duygularını incelemek gerekir. Eğer terapist terapi esnasında hastaya sorular sorarak ilerler ise hastanın hakim duygusunun anlaşılması sekteye uğramış olacaktır.


-Terapi esnasında suskunluk olağan bir durumdur. Ne terapist ne de hasta bu sessizlikten rahatsız olmamalıdır. Bazen bu sessizlik de birçok anlam ifade edebilir.


-Hastanın hakim duygusunu anlamak da temel rolü hastanın anlattıkları belirler. Ancak psikotik zemine kayan kişiler kendi hakim duygularının farkında değillerdir bu yüzden de terapist bu hastaların hakim duygularını anlamakta zorlanabilir. Ancak terapist hastanın terapide anlattıklarını dikkatle dinlemelidir. Bu anlattıkları incelendiğinde ve gözden geçirildiğinde hastanın hakim duygusunun ne olduğu ve hastanın dünyasının ne ile meşgul olduğu anlaşılabilmektedir.


-Hakim olan duygu muhakkak terapi odasındaki ilişkiye yansıyacaktır.


-İkili ilişkide çocuk annesiyle arasına kimse girsin istemez baba, kardeş vb. kişiler de buna dahildir. Bu durumda bebek ile anne arasında oldukça yoğun bir haset potansiyeli vardır. Karşısındakiyle kendisini karşılaştırır, haseti çok çok fazla olursa eğer kendini günahkar zannetmeye başlar. Bunların hepsi terapi ortamına yansır.


-İdealizasyon bir savunma mekanizmasıdır. Karşıdaki kişinin idealize edilmesi, olduğundan daha iyi olarak görülmesi durumudur. İdealizasyonun arkasında hasetin olduğunu görmek gerekir. Yani aslında idealizasyon hasete karşı bir savunma olarak kullanılmaktadır.


-Projektif İdentifikasyon (Yansıtmalı Özdeşleşim): Kişinin içindeki bir benlik parçasını karşısındakine yansıtması ve onunla özdeşleşmesi durumudur. Böylece karşısındakini kendisine benzeterek algılar.


-Bebeği olan bir annenin kullandığı dil çok önemlidir. "Ek gıdaya geçtik, babamız bizi gezmeye götürdü, karnımızı doyurduk..." gibi cümleler annenin bebeği kendisinin bir parçası yaptığını gösterir. Anne bunu aslında bebeği kendisine haset etmesin diye yapmaktadır. Ancak bu durum bebeğin gelişimi açısından oldukça zararlıdır çünkü bebeğin ruhsal gelişimi durmaktadır. Ayrıca anneden ayrışması ve ayrı bir kişilik geliştirmesi zorlaşmaktadır.


-Annenin olmadığı her an çocuğun dünyasında anne, kötü annedir.


-Annenin öfkesi çok fazlaysa, üzerindeki yük çok fazlaysa çocukla iletişim kuramaz. Bu durumda annenin ilişki kuramaması sonucunda çocuğun dünyasında anne yok olmuştur. Eğer bebek anneyi içselleştirmiş ise annenin bu kaybı ile baş edebilir. Ancak içselleştirilmiş bir anne imgesi yok ise bebeğin bu anne kaybı ile baş edebilmesi mümkün değildir.


-İçselleştirilmiş anne imgesi var ise bebeğin içinde anne ortamda bulunmadığında dahi bebek kendi kendine birkaç saat oyun oynayabilir. Bu imgenin var olması ileride o bebeğin dikkatinin toplayabilmesini ve yalnız kalabilmesini sağlar.


-Splitting (Bölme)'in geride bırakılması ancak öfkenin de geride bırakılmasıyla olacaktır. Bu savunma mekanizması geride bırakılamazsa eğer kişi ödipalize olamaz.



Bir yazımızın daha sonuna geldik, umarım sizler için bilgilendirici bir yazı olmuştur. Geleneği bozmayıp karikatür ile sonlandıracağım yazımı. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, o zamana kadar sevgiyle-saygıyla-delilikle ve karikatürlerle kalın. Hoşça kalın.





Comentarios


Mail listemize katılın

Tüm gelişmelerden haberdar olun

E-posta

DEMET KARAHAN

deliliği yaşam tarzı olarak benimsemiş bir psikoloji öğrencisi

bottom of page